
Nazâr-ı şeh ile kıt’a-i garrâ
Levhâ-i mihre nâz ederse sezâ
Şâh-ı asrın ki ser-mü’ezziniyim
N’ola eyler isem İmâd’a salâ
Buradan da anlaşıldığı üzere, icâzetini Sultan Mahmud’a ser-mü’ezzin olduğu tarihlerde almış olan Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin, sonradan dahil olduğu bu vadide, devrinin en önemli ta’lik hattatı olan hocası seviyesinde olmasa da, ibrâz-ı kemâl etmiş olduğuna asarı şahittir. Bilhassa gençlik yıllarında kaleme aldığı, hâlen Sabancı Koleksiyonu’nda bulunan bu mushâf-ı şerîfi ile İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’ndeki delâ’ilü’l-hayrâtı hatt-ı ta’likteki mahâretinin en büyük delilleridir.
Ancak sonraları daha ziyâde celî ta’lik üzerine yoğunlaşarak, bu hususta kudret sahibi hattatlardan biri olmuştur. Bu cümleden olarak Dolmabahçe Sarayı ile yanındaki Küçük Mecîdiye Cami’nin, Hırka-i Şerîf Cami, Nallı Mescid ve Ali Paşa Mescidi’nin inşâ kitâbelerini ta’likle kaleme almış olan Kazasker Mustafa İzzet Efendi, Sultan Mahmud’un emriyle, ashâb-ı kirâmın İstanbul’un muhtelif yerlerinde bulunan kabir ve türbeleri tecdîd edildiğinde, inşâ kitâbelerini yazma şerefine nâ’il olmuş ve tamamının kitâlerini ta’lik hattıyla yazmıştır. Bugün İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’ne açılan Bâb-ı Seraskerî’nin iç yüzündeki celî ta’likle mahkuk beyit de ona aittir.
Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin Tüm Eserlerini Görmek İçin Tıklayın
Kaynakça
Son Hattatlar, ss. 158-166; Sicill-i Osmanî, III, ss. 462-463; Türk Hattatları, ss. 216-217; Meşhur Hattatlar, ss. 161-168, 299; Hat ü Hattâtân, ss. 175-176; Târih-i Atâ, III, ss. 16; Tarih Musâhebeleri, ss. 314-318; Türk Musıkîsi, II, ss. 48-49; Letâif-i Enderûn, ss. 189, 278, 465; Şâheserler, s. 28; Osmanlı Müellifleri, II, ss. 329-330; Hat Sanatı Tarihi, ss. 80-81, 137-138, 178; Bektaşoğlu, ss.76-86; Meşhur Adamlar, s. 133.