Eğitimini ikmâl eyledikten sonra bâ-imtihân müderris olup bir müddet tedrîs-i ilimle meşgul olduktan sonra Şevvâl-1259/Kasım-1843’te Galata Kadısı, Muhârrem-1268/ Kasım-1852’de de Filibe Mollası oldu. H. 1271/M. 1855’te Mekke ve H. 1279/M. 1863’te de İstanbul pâyesini ihrâz eyleyen Alî Haydar Bey, H. 1 Şevvâl 1284/M. 26 Ocak 1868 tarihinde de İstanbul Kadılığı’na ta’yin olundu.
Vâsıl-ı rahmet-i Hakk Sadr-ı esbâk Melek Mehmed Paşazâde Abdülkadir Beyefendi’nin necl-i mükerremi ve esbâk Dârü’l-hilâfeti’l-aliyye Kadısı Reisü’l-hattâtîn Alî Haydar Beyefendi rûhiyçün el-Fâtihâ, 1287
Terâkki Gazetesi’nin H. 3 Rebi’ü’l-âhir 1287/M. 3 Temmuz 1870 tarihli nüshâsında vefâtına dâ’ir şu haber neşredilmiştir: Hattat-ı benâm ve hatt-ı ta’likde İmâd-ı Rûm olmakla meşhur-ı en‘am olan Dârü’l-hilâfeti’l-âliyye Kadısı sâbık Melek Mehmed Paşa hafîdi Alî Haydar Beyefendi, şehr-i sâbıkın 28. salı günü hulûl-i eceli mev‘ud ile irtihâl-i sarây-ı beka eylemişdir. Merhûm-ı mümâ-ileyh, sahîhân hıtta-i Rûm’da İmâd’a fa’ik âsâr-ı hüsn-i hat ile sahife-i âlemde ibkay-ı nâm etmiş hüner-verân-ı asrdan idüğünden, vefât-ı bâ’isi esef-i kadr-şinâsân olmuşdur. Rahmetullahi-aleyh

Sicill-i Osmânî’de ise “Müşterek-i ulûm, mütevazı’, hâlim, lâ’ubâli-meşreb, ta’lik hattında mâhir idi.” kaydı düşülmüştür. “İmâd-ı Rum” yakıştırmasını hakedecek derecede vâkıf olduğu hatt-ı ta’liki, meşhur ta’lik-nüvis Yesârîzâde Mustafa İzzet Efendi’den meşk etmiş olan Alî Haydar Bey, H. 1238/M. 1823 yılında icâzet almış olup icâzetnâmesi hâlen Topkapı Sarayı Müzesi’ndedir.(G.Y. 321)
Hocasına bî-hakkın lâyık olduğuna delâlet eden çok sayıda eser bırakmış olan Alî Haydar Bey’in Bayezid Cami’nde, Nisâ Sûresi’nin 103. âyetini hâvi H. 1282M. 1865-1866 tarihli levhâsı vardır. Bunun dışında büyük kıt‘ada âsârı nâdirdir. Ancak taş üzerine mahkuk bir hayli yazısı tespit edilmiştir.

Taksim’deki Rızâ Bey Çeşmesi’nin H. 1249/M. 1834, Eğrikapı’daki Bezm-i Âlem Vâlide Sultan Mektebi, Kasımpaşa Mevlevîhânesi ile Yavuz Selîm’deki Mesnevîhâne Mescidi’nin H. 1260/M. 1844 tarihli inşâ kitâbeleri ile Dolmabahçe ve Ortaköy camileri ile Selîmiye Kışlası’nın tören kapısının üzerindeki kitâbeler, Kabataş Rıhtımı’nın inşâsına ait kitâbe ve Aziz Mahmud Hüdâ’î Cami’nin mihrâb âyeti ona aittir. Ayrıca babasının Zeynep Sultan Cami hazîresindeki ve hocası Yesârîzâde Mustafa İzzet Efendi’nin hâlen Fatih Cami hazîresinde bulunan mezartaşı kitâbelerini de kaleme almıştır.

Türk hattatları arasında müstesna bir mevki’e sahip olan Alî Haydar Bey, hatt-ı ta’likteki kudretine istinâden pekçok şâkird yetiştirmiştir. Şefîk Bey, Sâmî Efendi, Çarşambalı Ârif Bey gibi son dönemin önde gelen hattatlarına hocalık yapmış olup ayrıca Mehmed Atâ’ullah Efendi, Şâkir Efendi ve İsmâ‘il Zühdî Efendi adlı hattatlara da icâzet verdiği bilinmektedir.
Ali Haydar Bey’in Tüm Eserlerini Görmek İçin Tıklayın
Kaynakça
Sicill-i Osmanî, c. III, ss. 572; Son Hattatlar, ss. 542-543; Türk Hattatları, ss. 215; Meşhur Hattatlar, ss. 303; Son Hattatlar, ss. 546; DİA, II, ss. 395; Hat Sanatı Tarihi, ss. 178; İstA, I, ss. 193; Meşhur Adamlar, ss. 132; Tanju Cantay, “XIX. Yüzyılın Usta Bir Hattatı Ali Haydar Bey”, Tarih ve Toplum, s. 52 (Nisan-1988), ss. 206-208.
İsmail Orman, 22 nisan 2016