
Memleketine nisbetle hattâtîn meyânında “Arnavut” nâmıyla ma’rûf olan Alî Ulvî Efendi’nin terceme-i hâline dâ’ir ma’lûmâtımız çok azdır. Hüsn-i hattı evvelâ Alî Vasfî Efendi’den yazmış, ayrıca zamanın mümtaz hattatlarından istifâde ile sülüs ve nesihte mahâret kazanmıştır. Kimden meşkettiği bilinmeyen ta’likte ise vasat hattatlar arasındadır.
Senelerce Mekteb-i Darü’l-ma‘ârif’in hüsn-i hat mu‘allimliğini der-uhde etmiş olan Alî Ulvî Efendi’nin H. 1270/M. 1853 senesinde vefât edip Üsküdar’da Karacaahmet Kabristânı’na defnedilmiş olduğu menkûl ise de, mezarı bugün mevcut değildir.
Mu‘allimliği nedeniyle tilmizlerine meşk olmak üzere nice murakka’ tertîb etmiş ve bir hayli kıt‘a kaleme almış olan Alî Ulvî Efendi’nin neşredilen âsârı, bilhassa sülüsteki mahâretinin delîlleridir. Manastırlı Sâlih Nâ’ilî Efendi ve Mehmed Lûtfî Efendi, yüzlerle ifâde olunan tilâmizinin en meşhurlarıdır.
Alî Ulvî Efendi’nin Tüm Eserlerini Görmek İçin Tıklayın
Kaynakça
Kebecizâde; Hat ü Hattâtân, s. 169; Son Hattatlar, s. 347; Alif Art, 19 Şubat 2012, s. 139.
İsmail Orman, 14 eylül 2016