Türk hat san’atının Osmanlı Dönemi’ndeki son büyük temsilcisi olarak kabul edilen Sâmî Efendi, Kıbrısîzâde İsmâ‘il Hakkî Efendi’den mücaz bir ta’lik hattatı idi. Ayrıca daha sonra Melek Paşa hafîdi Alî Haydar Bey’in dersine müdavemetle Yesârîzâde Mustafa İzzet Efendi’nin çığır açan üslûbunun inceliklerini öğrenen Sâmî Efendi, ta’likte ve bilhassa celîsinde yegâne-i zamandır.
Yesârîzâde’nin Beylerbeyi Sarayı’nın kapısı üzerine mahkûk kitâbesinden istifâde ile tekemmüle ulaştığı rivayet edilen Sâmî Efendi’nin, Altunîzâde Cami ile Cihângir Cami’ni tezyin eyleyen celî ta’lik levhâları, bu kalemdeki kudretine şehâdet ederler. Ayrıca Kapalıçarşı’nın Nûr-ı Osmâniye Kapısı üstündeki tamir kitâbesi ile Erenköyü’ndeki Zihnî Paşa ve Gâlib Paşa camileri ile Şişli Etfâl Hastehânesi’nin tarih kitâbeleri de ona aittir. Ayrıca çok sayıda mezartaşı kitâbesini de celî ta’likle kaleme almıştır.
Ömrü boyunca meclisini terketmediği ta’lik hocası Kıbrısîzâde İsmâ‘il Hakkî Efendi’nin mezartaşı kitâbesini her nedense celî sülüsle kaleme almış olan Sâmî Efendi’nin 1912’de a’lil ve meflûc bir halde nihayet bulmuş olan hayat hikayesinin teferru’atı eserlerine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
İsmail Orman
<
p style=”text-align:left;”>12 mart 2016